8 Şubat 2009 Pazar



10 Ocak 2009 Cumartesi

KÜRŞAT YILMAZ


12 Eylül öncesinde Ülkücü Gençler Derneği (ÜGD) üyesi olan Yılmaz, sonraki yıllarda çek - senet tahsilatı işine girdi. İlk yasadışı işi sahte piyango bileti basmak olan Yılmaz, kısa sürede yakalandı. Yılmaz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Kalemi'nde çalışan Polis Memuresi Tülay Çetin'le sürpriz bir evlilik yapmasıyla tekrar gündeme geldi. İki cinayete karıştı ve cezaevinde bulunduğu dönemde özel izinle evlenen Yılmaz'ın adı ilk olarak Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden'i ayaklarından kurşunlanması olayında duyuldu. Yılmaz'ın adının karıştığı en büyük olay, 1991'i 1992'ye bağlayan yılbaşı gecesi, Çakıl Gazinosu'nda işlenen Ayanoğlu cinayeti oldu. Yılmaz, "Kısmetim 1" gemisiyle ilgili davada 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Derya Ayanoğlu'nun babası armatör Osman Ayanoğlu'nu adamı Yavuz Kaşıkçı'yı öldürtmek suçundan yakalandı. Ancak delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. 1992'de Kayhan Güvelioğlu'nu öldüren Yılmaz, 19 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Bayrampaşa Cezaevi'nden Çanakkale Cezaevi'ne sevkedilen Yılmaz, 1994'te hastaneye giderken firar etti. Dört ay sonra yakalanıp yeniden Bayrampaşa'ya konuldu. Daha sonra Sinop ve Ünye kapalı, Ünye ve İskilip yarı açık cezaevlerini dolaştı. Kızını kaçıranlardan intikamYılmaz, Boldavin Yarıaçık Cezaevi'ne gönderildikten bir süre sonra Devlet Hastanesi'nde tedavi görürken, 14 Şubat 1997'de, yeni evlenen kızı Ülkü Gümgüm, eski nişanlısı kaçak polis memuru Dursun İri ve arkadaşlarınca kaçırıldı. Bu olayın hemen ardından İri'nin iki kardeşinin Gebze'de öldürülmesi, gözlerin yine Yılmaz'a çevrilmesine neden oldu. Yılmaz suçlamaları reddederken Dursun İri, Boldavin'de yakalandı. İri'nin intikam almaya gittiği öne sürüldü. Yılmaz, Mart 1997'de yargılandığı mahkemede 16 yıl ceza aldığı gün, tedavi görmekte olduğu Boldavin Devlet Hastanesi'nden de kaçtı. Polisin firardan bir saat 40 dakika sonra haberinin olması ortalığı karıştırdı. Antalya'nın Kaş ilçesinde yakalanarak Bayrampaşa ve ardından Burdur E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderilen Yılmaz, Şubat 1998'da üçüncü kez firar etti. Yılmaz'ın firarına Titan yöneticisi Kenan Şeranoğlu'nun yüklü miktarda para vererek yardımcı olduğu öne sürüldü. Yılmaz'ın Kuşadası eski Belediye Başkanı Lütfü Suyolcu'yu öldürtmesiyle ilgili Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği 16 yıl ağır hapis cezasını az bulan Yargıtay, kararı bozdu. 4 kez kaçtı, sonunda yakalandıYılmaz, dördüncü kez gerçekleştirdiği kaçış denemesinin sonunda 25 Temmuz 1998'de Bulgaristan'ın Varna kentinde kaldığı otel odasında tekrar yakalandı. Varna Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan Yılmaz, Varna Kapalı Cezaevi'nde bir süre tutuklu kaldı. 17 Nisan 1999'da Türkiye'ye iade edilen ve Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'ne konulan Yılmaz, 15 Temmuz 1999'da Kuşadası eski Belediye Başkanı Lütfi Suyolcu'yu öldüren tetikçi Fırat Erdoğan'ı azmettirdiği gerekçesiyle suç ortağı Yavuz Kaşıkçı'yla birlikte ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Yılmaz, duruşmada, "Cezaevinde suçsuz olarak yatıyorum. Suyolcu'yu tanımam. Aynı davada yargılanan Ömer Oral, Alaattin Çakıcı'nın adamıdır. Bu komplodur. Ben Hepatit C hastasıyım. Kendimi acındırmak istemiyorum.Cinayeti işlettiğim ispatlansın. Kellemi veririm. Tahliye benim hakkım. Benim 3 - 4 trilyonluk servetim var. Bu serveti ailemden aldım. Niçin 3 - 5 milyar lira için adam öldürteyim" dedi.

SEDAT PEKER


Rizeli kökenli olan Sedat Peker, 1970 yılında Sakarya'da doğdu. Sedat Peker'in lakabı "Reis" dir. Peker'in adı ilk olarak "uyuşturucuyla mücadele eden baba" olarak duyuldu, daha sonra Susurluk Raporu'nda geçti.Peker'in organizasyonunda işadamlarından tehditle para topladıkları, zorla tahsilat yaptıkları ve işyeri kurşunladıkları belirlenen, aralarında açığa alınan bir astsubayın da bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı.Peker, Barmen Oğuz Atak'ın sırtında "Allah" dövmesi bulunduğu gerekçesiyle öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle uzun süre arandı. Polisin Atak'ın öldürülmesini azmettirmek ve çete olaylarına karışmaktan aradığı Peker, oğlunun doğumunda kendilerini ziyaret eden, çiçek ve telgraf gönderen dostlarına teşekkür için gazetelere verdiği ilanlarda eşiyle birlikte görüldü.1997'de Rize'de kaçakçı Abdullah Topçu'yu öldürmek suçundan savcı karşısına çıkan ve serbest bırakılan Peker'in iki adamı, aynı davadan müebbet hapse mahkum oldu. Peker gibi ağabeyi Vedat Peker de bir işadamına silah zoruyla senet imzalatmaktan gözaltına alındı. Peker'in talimatıyla çete oluşturdukları iddiasıyla yargılanan dokuz sanıktan dördü tahliye edildi.Tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak, adam öldürmeye azmettirmek ve benzeri suçlardan yedi ay boyunca aranan Peker, teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildi. İstihbarat birimlerinin çalışmaları sonucunda, Peker'in, adı gizlenen bir Antalya milletvekiliyle doğrudan bağlantısı olduğu saptandı.Peker, tutuklu bulunduğu sürede Bayrampaşa Cezaevi'nde krallar gibi yaşadı. Rokfor peyniri başta olmak üzere birçok lüks yiyeceği koğuşuna getirten Peker'in cezaevine soktuğu eşyalar arasında kokoreç makinesi da vardı. Kaldığı 50 kişilik koğuşun tabanını halıfleksle kaplatan, duvarlarını boyatan Peker, tuvaletlerin kırılıp yapılmasını istedi ve bunun için gerekli malzemeyi sağladı. Cezaevinde yüz koyun kestirip tutuklu ve hükümlülere dağıtan Peker, çanak anten, video, CINE 5 dekoderi, ekmek kızartma makinesi ve dikiş makinesi gibi isteklerine ise cezaevi yönetimi tarafından izin verilmedi.İstanbul DGM Savcılığı, Ekim 1998'de Peker ve adamları hakkında 7.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Bu davadan yargılandığı sırada duruşmada ilginç açıklamalar yapan Peker, "Eski bir milletvekili bana mesaj göndererek, 'Mahkemede fazla artistlik yapmasın' dedi. Her şeyi size anlatmak istiyorum çünkü ben bunları anlatmazsam şüpheli bir şekilde intihar edebilirim" dedi. Peker, 12 sanıkla birlikte çete oluşturmak suçundan yargılandığı davada, 24 Mayıs 1999'da tahliye edildi. Sekiz ay 29 gün cezaevinde bulunun Peker, "sanal bir çete yaratıldığını" ileri sürdü.Tahliye edildikten sonra basına açıklama yapan Peker, MHP'li olmadığını söyleyerek, siyasi görüşünün pantürkist - turanist olduğunu belirtti. Tahliye edildikten sonra basına demeçler veren Peker, özel yaşantısıyla ilgili açıklamalar yaptı. Çok mutlu bir evliliği olduğunu söyleyen Peker, "Ben kadını tanrı misafiri olarak kabul ediyorum. Annesini, babasını, her şeyini bırakarak size geliyor, sizin onu korumanız gerekiyor. Anne babasının sevgisini vermeniz gerekiyor. Gayet düzgün bizim yaşantımız. Herkes eşime soruyor, 'Seni dövüyor mu?' diye. Eşim gülerek anlatıyor, 'Yok, dövmüyor' diye" dedi.2004 'ün Ekim ayında polisin gerçekleştirdiği operasyonla Sedat Peker, 2 kardeşi ve toplam 40 kişi gözaltına alındı. Ancak ilgili mahkeme Peker ve adamlarını tahliye etti. Daha sonra Cumhuriyet Savcısı'nın itirazıyla bir üst mahkeme Sedat Peker ve adamlarını tutuklayarak cezaevine gönderdi.

ÖZKAN KURT


1981 yılında bayburt ta dünyaya geldi aslen trabzonun of nüfusuna kayıtlı olan oflu enişte lakaplı özkan kurt bir dönem kurban ve şeref yazoğlu - oflu ismail-saral grubu nun himayesinde çaşıştı daha sonra oflu erkan lakaplı erkan cevahiroğlu ile belli bir müddet ortaklık yaptı daha sonra kendi grubunu oluşturarak fuhuş-uyuşturucu-haraç-adam yaralama ve öldürme gibi bir çok alanda faliyet göstermeye başladı 2006-2007 yıllarında bir çok fuhuş operasyonunda ismi öne çıktı özellikle şişli pangaltında güneş otelin fuhuş yapıldığından dolayı basılması uzunsüre gündemi meşkul etti
bir dönem istanbul taksim QUEEN ve GABİLE gibi ünlü gece cluplerinin patronluğunuda yapatı
polis kayıtlarına göre bir çok suçtan adli sicili bulunan özkan kurt şimdilerde YUMAK GROUP A.Ş. isimli bir şirket kurdu

İSMAİL HACISÜLEYMANOĞLU


Oflu İsmail lakaplı Hacısüleymanoğlu, yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden, Dündar Kılıç'ın eniştesi. Ekim 1977'de Hollanda'nın İjimuiden Limanı'nda Helena isimli gemide yakalanan 3.7 ton esrarın Hacısüleymanoğlu'na ait olduğu öne sürüldü. MHP'ye yaptığı para yardımlarıyla tanınan Hacısüleymanoğlu, Mart 1979'da çıkan bir tartışma sonucu Semiramis Gazinosu'nun patronu ve şef garsonunu öldürerek yurtdışına kaçtı. Aynı olayda ses sanatçısı Esengül de hayatını kaybetti.Bu davada 36 yıl hapse mahkum olan Hacısüleymanoğlu, İngiltere'de Ali Osman kimliğiyle polise muhalefet suçundan 1985'te yakalandı. 14 Şubat 1985'teki davada hazır bulunması şartıyla 200 bin sterlin karşılığında serbest bırakıldı ve ortadan kayboldu. 1987'de Hollanda'daki evi polis tarafından basıldı, evde 13 silah çıktı ve Hacısüleymanoğlu tutuklandı. Türkiye'de idam cezasıyla yargılandığı için iade edilmedi ve serbest bırakıldı. İtalya Torino Savcılığı'nın isteği üzerine Hollanda'da tekrar tutuklandı. Celal Erdoğan'a uyuşturucu satmak, uyuşturucu kaçakçısı İbrahim Çalışkan'ın ölüm emrini vermek, Bulgaristan bağlantılı uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile suçlandı. Milano 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Osman Cevahiroğlu'yla birlikte yargılandı ve 24 yıl hapse mahkum oldu. 1980 döneminde Türk vatandaşlığından çıkarılan Hacısüleymanoğlu, 1995 yılında Türk vatandaşlığına geri alındı.Hacısüleymanoğlu, Mayıs 2006'da Türkiye'ye iade edildi ve cezaevine konuldu. 2007 yılı ortalarında serbest bırakılan Hacısüleymanoğlu, aynı yıl Eylül ayında yine organize bir suça karıştığı gerekçesiyle gözaltına alındı ve tutuklandı.

KURBAN YAZOĞLU


1952 yılında bayburt ta dünyaya geldi oflu osman lakaplı osman cevahiroğlu nun öz yiğeni ve tek varisi olan kurban yazoğlu türkiye genelinde kumar -otopark vb. işlerde başı çeken isimlerdendir bunun yanı sıra yer altı dünyaşında çıkan tüm husumetlerde arabulucu görevi yapar ve dayısının mirasını devam ettirerek racon keser istanbulda sayısız kumarhanesi vardır bunlardan bazıları "etiler dalmaz cater -acarkent-beşiktaş " gibi aynı zamanda arnavut sami lakaplı sami hoştanın ortağı olan kurban yazoğlu "ibrahim tatlıses-haluk ulusoy-aydın doğan-rahmi koç" gibi bir çok ünlü ismin arkasındaki tek isdimdir

ŞEREF YAZOĞLU


1956 yılında bayburt ta dünyaya geldi oflu osman lakaplı osman cevahiroğlu nun öz yiğeni ve kurba yazoğlu nun kardeşi olan şeref yazoğlu kumar-haraç-otopar gibi bir çok alanda faliyet göstermektedir istanbulda sayısız kumarhanesi olduğu bilinmektedir
enson bakırköy adliyesi önünde çatışmaya giren şeref yazoğlu nun adamları oflu şerefi yeniden gündeme getirdiler şeref yazoğlu şimdilerde kazan yemek işimli bir şirket kurarak toplu yemek işinede girdi
şeref yazoğlu eğtime verdiği %100 destekle çevresinde tatınan biridir